1. Haberler
  2. Gündem
  3. Mesajlaşma kültürü, iletişimin doğasını değiştirdi!

Mesajlaşma kültürü, iletişimin doğasını değiştirdi!

featured
mesajlasma-kulturu-iletisimin-dogasini-degistirdi.jpg
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim (İngilizce) Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Öznur Karakaş Kırmızısakal, değişen iletişim dili konusunu değerlendirdi.

Her an ulaşılabilir olma kültürü doğdu

Dr. Öğr. Üyesi Öznur Karakaş Kırmızısakal, mesajlaşma uygulamalarının iletişimi zamansal ve mekânsal sınırlarından arındırarak gündelik etkileşimin doğasını dönüştürdüğünü belirterek, “Artık iletişim, belirli bir zaman dilimine ya da mekâna bağlı bir eylem olmaktan çıktı; kesintili ama sürekli bir akış hâline geldi. Bu durum hem kişisel hem de kamusal ilişkilerde ‘her an ulaşılabilir olma’ kültürünü doğurdu.” dedi.

Dil, jestlerle yeniden buluştu

Yazılı iletişimin hız ve gündelikliğinin dil kullanımını da dönüştürdüğünü ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Öznur Karakaş Kırmızısakal, “Gramerin, noktalamanın ve hatta kelime seçiminin bile daha duygusal, jestsel, ve görsel biçimlerde yeniden tanımlanmasına yol açtı. Emojiler, GIF’ler, sesli notlar ya da tepki butonları, yazılı sözcüklerin yerini kısmen devralarak dilin jestlerle yeniden birleştiği bir melez form yarattı.” diye konuştu.

Ayrıca mesajlaşma uygulamalarının, kamusal ile özel arasındaki sınırı da bulanıklaştırdığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Öznur Karakaş Kırmızısakal, “Kişisel sohbetler, iş yazışmaları, politik tartışmalar ya da duygusal paylaşımlar aynı arayüzde iç içe geçiyor. Bu da bireyin dijital ortamlarda kendini temsil etme biçimini, tonlamasını ve hatta sessizliğini bile anlamlı bir iletişim jestine dönüştürüyor.” ifadesinde bulundu.

Yazılı mesajlaşma gençler arasında açık ara önde

Araştırmaların da bu eğilimi desteklediğini hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Öznur Karakaş Kırmızısakal, “2011 yılında ABD’de üniversite öğrencileri üzerine yapılmış bir araştırmada katılımcıların yüzde 60’ı yazılı mesajlaşmayı aramaya tercih ettiklerini söylüyorlar; üstelik bu rakam o dönemde bir yıl öncesine nazaran yüzde 53 artış göstermiş. Daha yakın bir zamanda, 2020 yılında, Pakistan’da bir üniversitede 17 ila 36 yaşında lisans öğrencileri üzerine yapılan araştırmada da benzer sonuçlar elde ediliyor, bu grup içerisinde iletişimin yüzde 83’ü yazılı mesajlarla gerçekleştiriliyor. Yazılı mesajlaşma, özellikle genç kuşaklar arasında, görüntülü ve sesli aramalara kıyasla açık ara daha fazla tercih ediliyor. Bunun nedeni yalnızca pratiklik değil yazılı iletişimin sağladığı denetim duygusu. Mesaj hem zaman hem de ifade üzerinde bir kontrol alanı sunar, kişi ne zaman yanıt vereceğini, nasıl bir ton kullanacağını ve ne kadar açık olacağını kendi belirler.” diye konuştu.

Yazılı mesajlaşma bir tür dijital tampon görevi görüyor

Görüntülü ya da sesli aramaların daha doğrudan ve samimi olsa da aynı zamanda daha “istilacı” algılanabildiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Öznur Karakaş Kırmızısakal, “Yazılı mesajlaşma ise bir tür dijital tampon görevi görüyor; mesafe, sessizlik ya da gecikme bile anlam üretme biçimine dönüşüyor. Özellikle pandemi sonrası dönemde, yazılı mesajlaşma hem bireysel hem profesyonel iletişimde bir tür ‘varsayılan’ kanal haline geldi. Kısacası, yazılı mesajlaşma artık yalnızca bir iletişim biçimi değil, bir düşünme, hissetme ve mesafe kurma pratiği hâline geldi.” şeklinde konuştu.

Yazılı iletişim modern insanın kontrol alanı haline geldi

Yazılı iletişimin, modern insanın hem hız hem de denetim ihtiyacına yanıt veren bir form haline geldiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Öznur Karakaş Kırmızısakal, “Yüz yüze veya sesli konuşma, doğrudanlık ve açıklık gerektirir; oysa yazışma, söylenmek istenenle söylenebilecek olan arasına bir mesafe koyar. Bu mesafe, kimi zaman duygusal bir tampon, kimi zaman da özneyi koruyan bir sınır işlevi görür. Ayrıca yazılı mesajlaşma, çoklu mevcudiyet çağının en işlevsel araçlarından biridir. İnsanlar aynı anda birden fazla iletişim kanalında bulunabilir, yanıt verme zamanını erteleyebilir, sessizliği bile bir stratejiye dönüştürebilir. Bu, iletişimin doğasını ‘anlık tepki’den ‘kontrollü ifade’ye doğru kaydırır. Kısacası, yazışmayı tercih etmek yalnızca kolaylık değil, aynı zamanda modern bireyin mahremiyetini ve duygusal ritmini koruma biçimidir.” dedi.

Dijital iletişim duyguların aktarım biçimini değiştirdi

Dijital iletişimin, duyguların aktarım biçimini hem genişlettiğini hem de dönüştürdüğünü ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Öznur Karakaş Kırmızısakal, “Yüz ifadeleri, ses tonları, beden dili gibi geleneksel göstergelerin yerini artık emojiler, GIF’ler, ‘okundu’ işaretleri, hatta çevrim içi olma durumu aldı. Bu unsurlar, dijital duygulanımın yeni semiyotik repertuarını oluşturuyor. Ancak bu dönüşüm, duyguların aktarımını hem yoğunlaştırıyor hem de yüzeyselleştiriyor. Bir ‘kalp’ emojisi, bazen söylenemeyen bir duyguyu kolayca iletebilir; ama aynı zamanda duygusal emeği, yani kelimeyle inşa edilen yakınlığı da kısaltabilir. Dolayısıyla dijital ortam, duyguların dolaşımını hızlandırırken onların derinliğini zamansal olarak sıkıştırıyor.” ifadesinde bulundu.

Dijital kültürde samimiyetin yeni biçimi

İletişimdeki “samimiyet” kavramına işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Öznur Karakaş Kırmızısakal, “Eğer samimiyeti bedensel yakınlık, göz teması ve spontan tepkiyle ilişkilendirirsek, yazışma bu türden doğrudanlığı azaltıyor. Ancak dijital kültürde samimiyet artık yalnızca fiziksel bir mevcudiyetle ölçülmüyor. Yazılı mesajlar, gecikmeli yanıtlar, hatta sessizlikler bile duygusal bağın parçası haline gelebiliyor. Mesajlaşma, kişiye kendi duygusunu düzenleme ve ifade etme alanı tanıyor; yani samimiyetin biçimi değişiyor, ama bütünüyle ortadan kalkmıyor. Dolayısıyla yazışarak iletişim kurmak, samimiyeti eksiltmekten çok, onu başka bir zamansallık ve ifade rejimine taşıyor. Samimiyet artık yüz yüze ‘an’da değil, ekranlar arasında süren bir yazışmanın ritminde üretiliyor.” diye konuştu.

Dijital jestler yeni bir duygu dili haline geldi

Emojiler, GIF’ler, çıkartmalar ve sesli notların dijital çağın jestsel dili olarak okunabildiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Öznur Karakaş Kırmızısakal, “Bu araçlar, yazının soyutluğunu bedenselleştiriyor; duyguları görsel ve işitsel biçimlerde yeniden somutlaştırıyorlar. Bir emoji, bir GIF, bir sesli not, editlenmiş kısa bir video; bir nefes veya tereddüt kadar anlam taşıyabiliyor. Böylece dijital platformlarda dil, salt sözcüklerden değil, imgelerden, tepkilerden ve mikro-davranışlardan oluşan çok katmanlı bir doku haline geliyor. Bu yeni dil, ne tamamen evrensel ne de tamamen bireysel; kültürel bağlama, grup dinamiklerine ve platformun normlarına göre değişiyor. Fakat şunu açıkça söylemek mümkün; dijital iletişimde duygular artık yalnızca kelimelerle değil ritimle, memlerle, görsellerle, kısa editlenmiş videolarla ve paylaşımlara tepkilerle ifade ediliyor.” şeklinde konuştu.

Gençler iletişimi yeniden tanımlama eğiliminde

Özellikle genç kuşaklarda sesli ya da yüz yüze konuşmaktan kaçınma eğilimi giderek daha görünür hale geldiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Öznur Karakaş Kırmızısakal, şöyle devam etti:

“Ancak bu ‘kaçınma’, iletişimden geri çekilme anlamına gelmiyor; daha çok iletişim biçimini yeniden tanımlama arayışı olarak okunmalı. Gençler, çoğu zaman yazılı mesajlaşmayı daha güvenli bir alan olarak görüyorlar. Bu güvenlik duygusu hem zaman hem de duygusal mesafe üzerinde kontrol kurabilme imkânından kaynaklanıyor. Yazışmak, ‘anında yanıt verme baskısını’ ortadan kaldırıyor; kişi, söylemeden önce düşünebiliyor. Bu da dijital kültürün öznesi için bir tür savunma mekaniği haline geliyor. Ayrıca sosyal medyanın ve sürekli görünürlük hâlinin yarattığı performatif baskı, birçok genci spontane sözlü iletişimden uzaklaştırıyor. Kısacası, konuşmaktan kaçınma davranışı iletişim isteksizliğinden çok iletişimdeki kırılganlığı yönetme biçimi olarak ortaya çıkıyor.”

Yazılı iletişim dili hızlandırdı

Yazılı iletişimin dijital ortamlarda yoğunlaşmasının, dili hem sadeleştirdi hem de hızlandırdığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Öznur Karakaş Kırmızısakal, “Bu hız; kısaltmaların, ses taklitlerinin, melez dillerin yaygınlaşmasına yol açtı. Örneğin ‘nbr’, ‘slm’, ‘ok’ ya da İngilizce kelimelerin Türkçe cümle içinde akışkan biçimde kullanılması, yeni bir ‘dijital lehçe’nin oluştuğunu gösteriyor. Ancak bu değişim yalnızca yozlaşma olarak okunmamalı. Dil, her zaman bulunduğu teknolojik ortama göre şekillenir. Dijital yazışmalar, tıpkı sözlü kültürdeki jestler gibi, anlamı hızla üretme ve paylaşma ihtiyacına yanıt veriyor. Yazım hataları bile bazen bilinçli bir üslup tercihi hâline geliyor; örneğin küçük harf kullanımı ya da noktalama eksikliği, samimiyetin veya duygusal tonun göstergesi olabiliyor. Bu nedenle, dijital dildeki değişim bir ‘bozulma’ değil yeni bir ifade ekonomisinin işareti olarak düşünülmeli.” dedi.

Yazılı iletişim ikinci bir düşünme alanı sağlıyor

Yazılı iletişimin, bireye ikinci bir düşünme alanı sağladığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Öznur Karakaş Kırmızısakal, “Bu da dijital ortamlarda öznenin kendini daha bilinçli ve kurmaca biçimde ifade etmesine yol açıyor. Buna karşın konuşma, anlık tepkilerin ve bedenin eşlik ettiği bir ifade biçimi; dolayısıyla beraberinde belli bir kırılganlık, açıklık da getiriyor. Dijital iletişim çağında okur-yazarlık biçimlerinde görülen dönüşüm özneleşme biçimlerini de etkiliyor. İnsan, artık yalnızca konuşan ya da yazan bir varlık değil bildirimlerle yaşayan bir varlık haline geldi. Mesajlaşma uygulamaları, duyguların, ilişkilerin ve hatta sessizliklerin ritmini belirliyor. ‘Yazıyor...’ ifadesi bile yoğun anlamlar yüklenen bir gösterge haline geldi. Bu tür mikro göstergeler modern ilişkilerin yeni nabzı hâline geldi. Dolayısıyla mesele yalnızca iletişim biçimlerinin değişmesi değil, öznenin zaman, mekân ve kendilik deneyiminin de dönüşmesi.” şeklinde sözlerini tamamladı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

0
joy
Joy
0
cong_
Cong.
0
loved
Loved
0
surprised
Surprised
0
unliked
Unliked
0
mad
Mad
Mesajlaşma kültürü, iletişimin doğasını değiştirdi!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Amasya Güncel Haberim ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Follow Us