1. Haberler
  2. Gündem
  3. Biliyorsun, Sorumlusun: TEMA Vakfı 2024’ün Çevre Olaylarını Değerlendirdi

Biliyorsun, Sorumlusun: TEMA Vakfı 2024’ün Çevre Olaylarını Değerlendirdi

featured
biliyorsun-sorumlusun-tema-vakfi-2024un-cevre-olaylarini-degerlendirdi.jpg
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2024 yılı, hem ülkemizde hem de dünya genelinde ekokırım (doğa tahribatı) etkilerini yoğun olarak hissettiğimiz bir yıl oldu. Toprak erozyonu, vahşi madencilik, sürdürülebilir olmayan sanayileşme faaliyetlerinden kaynaklanan arazi tahribatı, su varlıklarının azalması ve zarar görmesi, gıda güvenliğine yönelik tehditler, iklim krizinin tetiklediği afetler ve biyolojik çeşitlilik kaybı bu yılın en çarpıcı sorunları olarak öne çıktı.

Kömür odaklı enerji politikaları ve IV. Grup metalik madencilik (altın, gümüş, bakır, nikel vb.)  faaliyetleri doğal varlıklarımıza ciddi zararlar verdi. Yıl sonunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından açıklanan 2024-2028 Stratejik Plan’da maden, petrol ve doğalgaz arama-çıkarma faaliyetleri ile nükleer enerji kapasitesinin artırılacağının belirtilmesi ise gelecekte ekokırımın şiddetleneceğine dair endişeleri artırdı. Ayrıca, geçtiğimiz yıl kentlerde ve kırsal alanlarda doğaya uyumlu olmayan planlama ve yapılaşma baskısı, ekosistem üzerindeki olumsuz etkileri daha da derinleştirdi.

Tüm bu zorlu tabloya rağmen, doğa koruma çabaları sayesinde umut verici gelişmeler de yaşandı. TEMA Vakfı olarak, doğa için kararlılıkla çalışan, yaşamı ve doğal varlıklarımızı savunan her bir yurttaşımıza teşekkür ediyoruz. Sizler için hazırladığımız bu derlemede, 2024 yılında doğa koruma çabalarımızı güçlendiren olumlu adımları ve ekosistemimizi tehdit eden olumsuz gelişmeleri bir araya getirerek, çevre gündemine dair kapsamlı bir bakış sunmak istedik.

Yeni bir yılı karşılarken, “Biliyorsun, Sorumlusun” diyerek doğayı korumanın hepimizin ortak sorumluluğu olduğunu ve toplumun her kesiminin iş birliği içinde hareket etmesi gerektiğini biliyor, daha sürdürülebilir bir gelecek için hep birlikte adımlar atmayı hedefliyoruz.

2024’ün Olumlu Çevre Haberleri 

Avdan’dan güzel haber

Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Avdan köyünde yapılması planlanan kömür madeni kapasite artışına ilişkin “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu” kararı, Avdan Platformu’nun açtığı dava sonucunda mahkeme tarafından iptal edildi.

Avdanlıların kararlı ve haklı mücadelesi ile elde edilen bu önemli karar, çevreyi ve geleceğimizi savunma çabasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. 

Eskişehir’i maden çöplüğüne çevirecek projeye iptal kararı çıktı

Eskişehir Sivrihisar’da, 10 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Kaymaz Altın Madeni’nin üçüncü atık barajı inşa etme ve kapasite artışı talebine yönelik verilen “ÇED Olumlu” kararı, mahkeme tarafından iptal edildi. 

Maden projesi kapsamında, her gün 149 kamyon cevherin Çanakkale’den Eskişehir’e taşınacağı tespit edilmişti. Ayrıca gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla, daha birçok ilden de Eskişehir’e cevher taşıma işleminin planlandığını ortaya koymuştuk.

Bu iptal kararıyla bölgenin doğal varlıklarını ve halk sağlığını tehdit edecek bir adımın önü kesilmiş oldu.

Zeytin, madene galip geldi

1 Mart 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Maden Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik ile zeytinlikler, enerji amaçlı madencilik faaliyetlerine açılmıştı. Yönetmelik değişikliğine karşı açtığımız davada Danıştay 8. Dairesi, bu düzenlemeyi hukuka aykırı bularak iptal etti. Bu karar ile zeytinliklerimiz maden faaliyetlerine karşı korunmuş oldu. 

Kazdağları’nda felspat ocağı kararı yargıdan geri döndü

Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine bağlı Yanıklar köyünde yapılması planlanan Feldspat Ocağı Projesi’nin “ÇED Gerekli Değildir” kararı mahkeme tarafından iptal edildi. Kararda, projenin doğal varlıklara ciddi zarar vereceği ve kümülatif etki değerlendirmesinin yapılmadığı gerekçe olarak gösterildi. Bölgedeki diğer IV. Grup metalik madencilik projeleri için de benzer kararların verilmesini bekliyoruz. 

Nejla Işık, “İlham Veren Kadın” seçildi

Akbelen Ormanı için kömür madenine karşı yıllardır mücadele veren İkizköy muhtarı Nejla Işık, mücadelesiyle herkese örnek olarak BBC’nin İlham Veren 100 Kadın listesine girdi. Ekoloji mücadelesinde kadınların varlığı, dayanışması ve yarattıkları fark hepimize umut vermeyi sürdürüyor. 

Belçika, ekokırımı suç olarak kabul eden ilk Avrupa ülkesi oldu

Belçika, “ekokırımı” suç kabul eden ilk Avrupa ülkesi olarak bir ilke imza attı. Bu tarihi karar, doğal çevrenin korunması ve ekolojik tahribatlara karşı etkili yasal önlemler alınması konusunda önemli bir adım teşkil ediyor.

Ülkemizde de ekosisteme, doğal ve kültürel çevreye telafisi imkânsız zararlar veren, canlıların yaşam hakkını tehdit eden her türlü faaliyetin Ceza Kanunu’na göre suç olarak tanımlanması ve bu faaliyetlerin izin süreçleri dâhil olmak üzere tüm suçluların cezalandırılması için “Ekokırım Yasası”nın bir an önce hazırlanarak yürürlüğe girmesi gerekiyor.

 

2024’ün Olumsuz Çevre Haberleri

İliç’te göz göre göre gelen felaket

13 Şubat’ta Erzincan’ın İliç ilçesinde faaliyet gösteren Çöpler Altın Madeni’nde yaşanan felaket, 9 maden işçisinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Madende meydana gelen göçük ile başta siyanür olmak üzere çok sayıda zehirli kimyasal atığın Fırat Havzası’na karışması, doğal varlıklarımız üzerinde geri dönüşü imkânsız bir kirlilik yarattı.

Aynı maden sahasında 21 Haziran 2022’de de siyanür solüsyonu borusunun patlaması sonucunda tonlarca kimyasal çevreye yayılmıştı. Vahşi madencilik faaliyetleri, her geçen gün şiddetini artırarak doğal varlıklarımızı ve insan hayatını tehdit etmeye devam ediyor.

Depremler ikincil felaketlere yol açmasın

6 Şubat depremlerinin üzerinden neredeyse 2 yıl geçti. Ancak enkaz atıkları hâlâ gelişigüzel depolanıyor ve insan sağlığı ile doğal alanları tehdit etmeye devam ediyor. Hatay’da Milleyha Kuş Cenneti’ne dökülen enkaz atıkları için de hâlâ bir çözüm bulunmadı. Doğal yaşam ve biyolojik çeşitlilik için kritik öneme sahip bu alanların acilen korunması gerekiyor.

Yeniden yapılanma sürecinde konut ihtiyacını karşılamak adına yürütülen çalışmalar da doğal alanları tahrip ediyor. Ne yazık ki zeytinlikler, hem enkaz atıkları hem de yapılaşma baskısı altında. 

TEMA Vakfı olarak konut projelerinin planlanmasında sosyal, ekonomik ve ekolojik değerlerin gözetilmesi ve deprem bölgelerinde halkın katılımıyla bütüncül bir planlama süreci işletilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.

Doğa savunucusu Reşit Kibar katledildi!

Artvin Hopa’da ormanlık alanda yapılmak istenen projeye karşı doğasını, ormanını ve toprağını koruyan Reşit Kibar, ağaç kesim ihalesini alan şirket yetkilisi tarafından açılan ateş nedeniyle hayatını kaybetti. 

TEMA Vakfı olarak mezarı başında saygıyla andığımız Reşit Kibar’ın ağaçları korumak için gösterdiği cesaret, bizlere tüm canlıların yaşam hakkına saygı duyulması gerektiğini her zaman hatırlatacak. 

Hatice Teyze para cezasına çarptırıldı

Denizli’nin Tavas ilçesindeki Avdan köyünde yaşayan 75 yaşındaki Hatice Kocalar, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına rağmen tarlasına giren kömür madeni şirketi yetkililerini darp ettiği iddiasıyla yargılandı ve para cezasına çarptırıldı. 

“Toprağına sahip çıkan suçlu olamaz.” diyen Hatice Teyze’nin haklı mücadelesini destekliyor ve toprağını, havasını, suyunu koruyan hiç kimsenin cezalandırılmaması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.                                              

Bayramiç, Kirazlı olmasın!

Çanakkale Bayramiç’te yapılması planlanan Halilağa Bakır Madeni projesi hakkında verilen “ÇED Olumlu” kararının iptaline yönelik başlattığımız hukuki süreçte ilk davayı kazanmıştık. Ancak, 2009/7 Genelgesi ile ÇED raporuna eklemeler yapılarak yeniden “ÇED Olumlu” kararı alındı. Bu karara karşı açtığımız ikinci davada, bilirkişi raporu projenin olumsuz etkilerini açıkça ortaya koymasına rağmen, mahkeme söz konusu tespitleri yok sayarak davamızı reddetti. 

Ruhsat alanı yaklaşık 8.000 futbol sahası büyüklüğünde olan maden projesi hayata geçerse Çanakkale’de 100.000’den fazla insanın bir yılda kullanacağı suyu tüketecek ve bölgedeki tarımsal üretimle birlikte tüm canlı yaşamını tehdit edecek.  Bu nedenle Danıştay’a yaptığımız itiraz başvurusunun lehimize sonuçlanmasını umuyoruz.

Türkiye için zaman daralıyor, kömürden acilen çıkılmalı!

Bu yıl, Bakü’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı (COP29), iklim finansmanını ana gündem olarak ele aldı. Ancak, iklim krizinin artan olumsuz etkilerinden sorumlu ülkeler tarihsel yükümlülüklerini yerine getirmekte yetersiz kalırken; sel, kuraklık ve aşırı hava olaylarından en çok etkilenen ülkelerin iklim adaleti talepleri giderek artıyor. Ayrıca COP29’un 300 milyar dolarlık finansman hedefi, büyük petrol ve gaz şirketlerinin yıllık 400 milyar doları bulan devasa kârlarının yanında oldukça yetersiz kaldı.

Türkiye ise ulusal iklim ve enerji politikalarındaki eksikliklerle öne çıktı. Zirvede açıklanan 2053 Uzun Dönemli İklim Stratejisi, kömürden çıkış veya fosil yakıtları terk etme konusunda somut hedefler içermiyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2024-2028 Stratejik Planı da kömür, nükleer ve madenciliğe ilişkin yatırımları artırmayı öngörüyor.

TEMA Vakfı olarak iklim kriziyle mücadelede, tüm kesimlerin iş birliği içinde doğa ile uyumlu bir yaşam modelinin kurulmasına katkı sağlamaları ve mevcut politikaların güçlendirilmesi gerektiğini savunuyoruz.

İklim krizi felaketleri artırıyor

2024 yılı, sıcaklık ortalamalarının rekor kırdığı ve iklim değişikliğinin etkilerinin daha net hissedildiği bir yıl oldu. Dünya Meteoroloji Örgütü, 1,5°C sınırının artık tehdit altında olduğunu açıklarken, dünya genelinde sel, fırtına ve kasırga gibi afetlerin şiddeti arttı ve bilimsel çalışmalar bu afetlerin etkilerini doğrudan iklim değişikliğiyle ilişkilendirdi.

Londra’da yapılan bir araştırma, “Yüzyılın Kasırgası” olarak adlandırılan ve en az 16 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Milton Kasırgası’nın iklim değişikliği olmasaydı Kategori 2 seviyesinde, yani daha düşük bir şiddette gerçekleşeceğini ortaya koydu. Yine 2024’te meydana gelen Helene Kasırgası ise 232 kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. Bu veriler, iklim krizinin yaşamlarımız üzerindeki yıkıcı etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.

Bilimsel araştırmaların da gösterdiği üzere, sıcaklık artışının ana nedeni insan kaynaklı sera gazı emisyonlarıdır. Bu doğrultuda sıcak hava dalgalarına karşı toplum sağlığını koruyacak uyum politikalarının hayata geçirilmesi ve adil iklim politikalarının uygulanmasının hayati önem taşımaktadır.

Türkiye nüfusunun %92’si kirli hava soluyor

Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) her yıl Türkiye’deki hava kirliliği ve sağlık üzerinde ki etkilerini ele alarak hazırladığı Kara Rapor’un verilerine göre, ülke nüfusunun %92’si kirli hava soluyor. İzmir, Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerde hava kirliliği ulusal sınır değerlerin üzerinde seyrediyor. Bu durum, yalnızca çevresel bir sorun değil, aynı zamanda ciddi bir halk sağlığı krizine işaret ediyor.

 

Örneğin, Hakkari’de PM2,5 düzeyi 5 µg/m3 ‘ün altına düşürülmüş olsaydı, hava kirliliği kaynaklı 230 ölümün % 41’i önlenebilirdi. Hava kirliliğine bağlı ölüm oranlarında Hakkari’yi Batman, Şırnak, Muş, Malatya, Iğdır, Şanlıurfa, Ağrı, Osmaniye ve Gaziantep gibi iller takip ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) değerlerine göre, hava kirliliğine bağlı ölümlerin sayısal olarak en fazla olduğu iller ise 8 bin 357 ölümle İstanbul, 4 bin 852 ölümle İzmir ve 3 bin 657 ölümle Bursa.

 

Temiz hava politikalarının uygulanması ve hem gezegenimizin hem de toplum sağlığının korunması adına kömür başta olmak üzere fosil yakıtların terk edilmesi gerektiğini tekrar hatırlatıyoruz.

Marmara Denizi’nde müsilaj tehlikesi devam ediyor

2021 yılında Marmara Denizi’ni kaplayarak büyük bir çevre felaketine dönüşen müsilaj, Erdek Körfezi’nde yeniden görüldü.  Vakfımızın Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Ekim ayında yapılan dalışlarda 10-24 metre derinlikte müsilaj tespit edildiğini ve önlem alınmadığı takdirde ilkbahar ve yaz aylarında Marmara Denizi için ciddi riskler doğabileceğini belirtti. Bu durum, denizlerdeki organik atık miktarının artışı, deniz suyu sıcaklığındaki yükselme ve denizlerdeki tabakalaşma gibi etkenlerle deniz ekosistemini olumsuz etkiliyor. 

Marmara Denizi’nin kirlilik yükünün acilen azaltılması, denizlere arıtılmadan atık boşaltılmasının durdurulması ve su varlıklarımızın korunması için kararlı adımlar atılması gerektiğinin altını çiziyoruz. 

Gerede Çayı temiz aksın!

Bolu’dan Zonguldak’a kadar uzanan ve yüzlerce köy ile binlerce canlıyı besleyen Gerede Çayı,  2024 yılında bir yaşam mücadelesi verdi. Bölgedeki fabrikaların atıklarının çaya boşaltılmasıyla yıllardır devam eden kirlilik, toplu balık ve büyükbaş hayvan ölümlerine neden olurken, köylerde ise yaşamı olumsuz etkiliyor. 

Gerede Çayı’nı yok eden bu kirliliğe “dur” demek için Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu ile birlikte kirlenmeye yol açan tüm kaynakların kontrol altına alınması, fabrikaların denetimlerinin artırılması ve mevcut kirliliğin giderilmesi için mücadele ediyor ve yetkililere çağrılarımızı sürdürüyoruz.

İzmir’de yaklaşık 2.200 futbol sahası büyüklüğünde orman alanı yandı

2024 yılı, orman yangınları ile yine yüreklerin yandığı bir yıl oldu. Yangınlara karşı her zaman hazırlıklı olmamız gerektiğini hatırlatan 2021’deki orman yangınları, Çanakkale’de büyük bir doğa tahribatına neden olmuştu. Bu sene de İzmir’de birçok yerde meydana gelen orman yangınları hepimizi derinden üzdü. 13 Ağustos’ta İzmir Karşıyaka’nın Yamanlar Dağı’ndaki ormanlık alanda başlayıp, Çiğli ve Bornova ilçelerinin sınırlarına yayılan bu yangın, 5 günlük mücadele sonucunda kontrol altına alınabildi. Orman dışı alanların da zarar gördüğü bu büyük yangında yaklaşık 1.650 hektar (2.200 futbol sahası büyüklüğünde) orman alanı tahrip oldu.

Orman Kanunu’nun EK-16 maddesi ormanları tehdit ediyor

2024 yılında, 6831 Sayılı Orman Kanunu’ndaki EK-16. madde kapsamında yayımlanan beş kararname ile 23 ilde toplam 1.444 hektar orman alanının (yaklaşık 2.000 futbol sahası) orman sınırları dışına çıkarılması kararı alındı. Böylelikle kanunun yürürlüğe girdiği 28 Nisan 2017 tarihinden itibaren EK-16. madde uygulamalarıyla 39 ildeki yaklaşık 600 noktada, 3.100 hektar (yaklaşık 4.140 futbol sahası) orman alanının satışı ya da imara açılması mümkün kılındı.

TEMA Vakfı olarak orman varlığımızı tehdit eden ve orman suçlarının artışına neden olabilecek bu kararın, yürürlükten kaldırılmasını yeniden talep ediyoruz. Yapılan uygulamaları yakından takip ediyor ve hukuka aykırı durumları yargıya taşıyoruz.

Unutmamalıyız ki ormanlarımızı korumak sadece çevresel sürdürülebilirlik için değil, gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak için de hayati önem taşıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

0
joy
Joy
0
cong_
Cong.
0
loved
Loved
0
surprised
Surprised
0
unliked
Unliked
0
mad
Mad
Biliyorsun, Sorumlusun: TEMA Vakfı 2024’ün Çevre Olaylarını Değerlendirdi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Amasya Güncel Haberim ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Follow Us